Zaven Biberyan artık sadece 20. yüzyılın en büyük Ermeni yazarlarından biri değil, Türkiye edebiyatının da en özgün ve başarılı romancılarından biri olarak kabul görüyor. 1984’teki ölümünden neredeyse otuz beş yıl sonra gelen bu onay, onun Türkçeye çevrilen üç eseri, Karıncaların Günbatımı, Yalnızlar ve Meteliksiz Âşıklar dışında bilinmeyen yönlerini, yazarlığını, yaşamöyküsünün türlü dönemeçlerini de daha çok merak konusu haline getiriyor.
2021 yazarın doğumunun 100. yılı. Aras Yayıncılık da, yıldönümünden hareketle, yazarın daha iyi tanınmasını, etraflıca tartışılmasını sağlamak amacıyla birtakım fikirler geliştirdi. Bunlardan ilki, yazarın Türkçede ve hatta bazıları Ermenicede de yayımlanmamış eserlerini kitap olarak bir araya getirmek. Biberyan, bu yıl, Aras Yayıncılık tarafından Fransızca ilk basımı 2019 yapılan otobiyografisinin (Car vivre, c’était se battre et faire l’amour) Türkçe basımı, yazarın öykülerini bir araya getiren Dzovı (Deniz) kitabının çevirisi ve Ermenice basın sayfalarında kalmış şiirlerini bir araya getiren üç kitapla anılacak. Ayrıca, sonbahar aylarında, yazarın edebiyatı etrafında geniş katılımlı, farklı tema ve tartışmaların ele alınacağı bir konferans düzenlenmesi de planlanıyor.
Bu etkinliklere dair küçük bir ilk adım olarak düzenlediğimiz çevrimiçi etkinlik “Bir Yazarın Portresi: Zaven Biberyan”, yazar üzerine düşünüp çalışan iki ismi bir araya getiriyor. Aras Yayıncılık’ın Ermenice editörü Sevan Değirmenciyan ve Bilgi Üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölümünde Biberyan üstüne yüksek lisans tezi kaleme alan Artun Gebenlioğlu, Biberyan’ın bir yazar ve insan olarak portresini çiziyorlar.
Zaven Biberyan 1921’de İstanbul Kadıköy’de doğdu. Kadıköy Aramyan-Uncuyan ve Dibar Gırtaran (Sultanyan) Ermeni ilkokulları, Saint Joseph Lisesi ve İstanbul Ticari İlimler Akademisi’nde öğrenim gördü. 1941’de Yirmi Sınıf (Kura) asker toplanırken, o da askere alındı ve Nafıa hizmetine verildi. Üç buçuk yıl süren askerlik dönüşü Jamanak gazetesinde yayımlanan “Krisdoneutyan Vağhcanı” [Hıristiyanlığın Sonu] adlı yazı dizisi büyük gürültü kopardı, dizinin yayını durduruldu. Nor Lur [Yeni Haber] ve Nor Or [Yeni Gün] gazetelerinde, daha sonra da Jamanak gazetesi yayın kurulunda görev aldı. Sosyalist düşüncelerinden dolayı gelen baskılar sonucu gazeteden ayrılmak zorunda kaldı. 1946’da kovuşturmaya uğrayıp hapis yatan, daha sonra bulduğu işlerden de baskılar sonucu ayrılmak zorunda kalan Biberyan, sonunda ülkeyi terk etmeye karar verip 1949’da Beyrut’a gitti. Orada gazetecilik mesleğini, Ermenice yayımlanan Zartonk [Uyanış] ve Ararat’ın yazı işlerinde görev alarak sürdürdü Siyasi durumun iyileştiğini düşünerek, yaşamını güç koşullarda sürdürdüğü Beyrut’tan ayrılıp 1953’te İstanbul’a döndü. 1964’te yayımlamaya başladığı Nor Tar [Yeni Yüzyıl] adlı siyasi ve edebi dergi maddi sıkıntılar nedeniyle kapandı. 1960’lı yılların sonunda Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi‘nin redaksiyon kurulunda yer aldı. Türkiye İşçi Partisi’nden 1965 genel seçimlerinde İstanbul milletvekili adayı oldu ancak milletvekili seçilemedi.1968 yerel seçimlerinde ise aynı partiden İstanbul Belediye Meclisi üyeliğine seçildi ve meclis başkan yardımcılığı yaptı. Ülser hastalığına yakalanan Biberyan 4 Ekim 1984’te yaşama veda etti ve Şişli Ermeni Mezarlığı aydınlar bölümüne gömüldü. 1970’te Jamanak gazetesinde tefrika edilen, ölümünden birkaç hafta önce ise kitap olarak yayımlanan romanı Mırçünneru verçaluysı [Karıncaların Günbatımı] onun başyapıtı sayılır. Bu kitap Türkçeye Babam Aşkale’ye Gitmedi (1998’de) çevrilmiş, diğer romanlarından Lıgırdadzı, Yalnızlar (2000’de), Angudi siraharner ise Meteliksiz Âşıklar (2017’de) adıyla yayımlanmıştır.
Etkinliği buradan veya Yesayan Salonu Youtube kanalından izleyebilirsiniz.